24 Mart 2014

San Francisco Gezisi

San Francisco'da 25-29 Mart tarihlerinde düzenlenen GDC(Game Developers Conference) fuarına katılmak için düştük yollara ve 10 günlük bir Amerika gezisi gerçekleştirdik. Öncelikle San Francisco sonra kiraladığımız araba ile geçtiğimiz Los Angeles gezisi ile çok eğlenceli günler geçirdik.
Gidiş yolculuğumuzu Lufthansa ile yaptık. Sabah 6 uçağı ile önce Münih'e daha sonra 8 saatlik bir beklemenin ardından da ilk hedefimiz olan San Francisco'ya doğru yola çıktık. Ancak yola çıkmadan hemen önce planlarımızda ufak çaplı bir değişiklik yapmak durumunda kaldık. Biz geleneksel bir yaklaşım ile SF'da ulaşımımızı araba kiralayıp hallederiz diye düşünmüştük ama bu konuda son ana kadar yeterince araştırma yapmamıştık. Yola çıkmadan önce valizlerimizi kapatırken Deniz yaptığı kısa bir araştırma ile şehirde park sorunun olduğunu ve şehri gezebilmenin arabasız da halledilebileceğini öğrenince araba kiralama işinden vazgeçtik ama bu da yeni bir soruna yola açtı. Araba kiralama fikri ile oteli şehir merkezine uzak bir yerde ayarlamıştık ve şimdi arabasız olacaksak şehir merkezine yakın bir otel bulmamız gerekiyordu. Otel rezervasyon iptali ve yeni otel ayarlama işlemlerini son dakika hallettikten sonra artık yola çıkmak için hazırdık.
Uzun ve yorucu bir yolculuk ardından gece otelimize ulaştık ve sabaha kadar deliksiz bir uyku çektik. Böylece jet lag olayı bize uğramadan geçti. GDC öncesi iki günü kendimize ayırıp şehri gezmeyi planlamıştık ve ilk gün sabahın erken saatlerinde yeni bir şehrin keşif heyecanı ile dinç bir şekilde uyandık.
Kuruvasanlı ilginç kahvaltımızı yaptıktan sonra çevreye şöyle bakınmak için yola çıktık, çıkış o çıkış gün bitimine kadar şehri gezdik. Şansımıza hava da çok güzeldi. Otelden harita aldık ve şehri turlamaya başladık ve şehrin çoğunu birinci günde gezebildik diyebilirim.
Pier 39'a geldiğimizde şehir turu yapan otobüslere bindik. Şehri otobüsün üst katında açık havadan görmek oldukça keyifli oldu tur sonunda da Golden Gate'den geçtik ve ilk günü bol keşifli bir şekilde noktaladık. Sonraki gün bu yaz iş dolayısı ile SF'ya taşınan arkadaşlarımız Harun ve Ceyda ile buluştuk. Beraber çok güzel vakit geçirdik. 
San Francisco'ya giderseniz ve doğa yürüyüşünü sevenlerdenseniz Golden Gate Park'a uğramadan gelmeyin. Şehrin içinde bu kadar büyük, böylesine bakımlı ve kocaman türlü türlü ağaçları görmek kadar insana iyi gelen bir şey olamaz. İçerisinde çok güzel düzenlenmiş özel bahçeleri görme imkanı da bulunuyor. 
Golden Gate Parkın sonuna kadar yürüdüğünüzde Pasifik Okyanusuna ulaşılıyor tabi ki oralara kadar gitmişken buz gibi Pasifik sularına ayak değmeden gelmedik.
San Francisco günlerimiz bittikten sonra araba kiraladık ve Los Angeles'a doğru yola çıktık. 

01 Temmuz 2013

Direnistan

direnistan

Gezi Parkı ile başlayan ve tüm Türkiye'ye yayılan olaylar ile birlikte üzerimizdeki ölü toprağı kalktı sanki. Ülkemizde yaşanan ve hoşumuza gitmeyen uygulamalara karşı umutsuzduk, kendimizi yalnız hissediyorduk, gücümüz sesimizi duyurmaya yetmez sanıyorduk ama öyle olmadığını gördük. Yalnız değilmişiz, bir araya gelince gayet de sesimizi duyurabiliyormuşuz ve tepkimiz fark edilir hale gelebiliyormuş. 

Amacı yıkıp dökmek olmayan bu topluluğun, yasal bir hakkı olan sokaklarda tepki göstermesini, tabi ki hiç bir başkaldırıya tahammülü olmayanlar en sert şekilde cevap vererek bastırmayı seçtiler. Bizler çoğunluğu ilk kez sokaklara çıkan, geneli yoğun bir şekilde sosyal medya kullanan bir topluluk olarak kendimizi korumayı ve meşru eylemlerimizi amacın dışına çıkarmadan devam ettirmeyi hep birlikte öğrendik. 

Tabi ki bu süreçte ne yazık ki hiç istenmeyen şeyler de yaşandı. Beş kişi hayatını kaybetti, onlarca insan gözünden oldu ve bu olaylarda ağır şekilde bir çok insan yaralandı.

Bunun yanında birlikte çok güzel şeylerin yapılabildiğini de gördük. Gezi Parkı içinde bir kütüphane kuruldu, gelen insanların yemek yiyebilecekleri ücretsiz stantlar açıldı. Gösteri sanatçıları duran adam eylemi gibi çok başarılı eylemler yaptılar. Bir çok kişi şarkılar yazdı, müzik yaptı. İnsanlar tepkilerini göstermek için değişik yollar aradılar ve bu sırada üretim arttı, herkes daha çok düşünmeye ve üretmeye başladı. 

İşte tam da bu dönemde biz de bir şeyler üretmemiz gerektiğini düşünmeye başladık ve eylemlerin başlamasından bir kaç hafta sonra eve kapanıp bir oyun üzerinde çalışmaya başladık. Amaç yaşanılan tüm bu olayları bir oyun altında toplamaya çalışmaktı. İki haftalık yoğun bir çalışma ile ortaya oyunumuzun ilk oynanabilir halini çıkardık. İçerisinde İstanbul Gezi Parkı'nın ve Ankara Kuğulu Parkı'nın olduğu, çeşitli aktiviteler yapabileceğiniz ufak çaplı bir MMO tarzında bir oyun çıktı ortaya ve ismini de Direnistan koyduk. 

Oyunumuz facebook üzerinden oynanıyor, bu bağlantıdan girebilirsiniz. http://apps.facebook.com/direnistan/

01 Şubat 2013

Kelimelik Yayınlandı


Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız oyunumuz Kelimelik yayınlandı. Türçe scrabble severler için hazırladığımız oyunumuz başlangıç için ilk olarak App Store'da çıktı şimdilerde de Android cihazlar için Google Play'de yerini aldı.
Uygulamamız App Store'da çıktıktan üç gün sonra top free listesinde ilk on uygulama arasına girdi ve bir süredir de halen inişli çıkışlı seyrini bu aralıkta koruyor. 
Genel olarak kullanıcılarımızdan bizi çok mutlu eden geri bildirimler aldık ve bunlar yaşadığımız tüm yorgunlukları aldı götürdü. Zira Kelimelik bizi yayınlama öncesinde özellikle  son zamanlarda oldukça yormuştu. Çünkü bu uygulamamızda, içimize sinen bir versiyon göndermek için çok daha fazla uğraştık, daha önce edindiğimiz tüm tecrübeleri buraya aktardık. 
Geldiğimiz noktada sonuç bizim için çok sevindirici fakat daha işimiz bitmedi. Kelimelik'i geliştirmeye devam edeceğiz, daha eklemek istediğimiz çok şey var.

 

01 Eylül 2012

Ofisimizden Manzaralar

Sonunda ofisimizi düzenledik ve çalışmalarımıza başladık. Bize ait bir işimizin olmasını çok uzun zamandır hayal ettiğimiz için ofisimizi dizayn ederken pek de zorlanmadık. Nasıl bir çalışma alanı istediğimizi hep düşünmüştük ve aklımızdaki gibi bir yeri hayata geçirdik. Şansımıza oldukça ferah güneş alan bir ofisimiz oldu, evimize yürüyüş mesafesinde olması da cabası. :)






Bizim için çok güzel bir hayal gerçekleşti. Şimdi yeni ofisimizde gelsin yeni projeler. :)(:

23 Temmuz 2012

He2 Apps'in Resmi İlk İş Günü

Hayallerimizin peşinden azimle koştuk senelerce. Bu koşturmacada en büyük şansımız ortak hayallere ve aynı heyecana sahip olmamızdı. Bu zaman içinde çok düştük çok kalktık ama hiç yılmadık. Bir gün emeklerimizin sonucunu alacağımıza hep inandık. Bugün geldiğimiz noktada geriye baktığımızda iyi ki hiç vazgeçmemişiz diyebiliyoruz. Mutluyuz, sonunda içerisinde sadece kendi projelerimiz hayata geçireceğimiz işimizi kurduk. Bugünlerde de ofisimizi düzenliyoruz. Aslında ofisimizi tutalı iki ay oldu ancak içini düzenlememiz, yeni oyunumuzun çıkışı ve tatil gibi sebeplerden dolayı biraz zaman aldı. 

Resmi olarak bugün işe başlama tarihimiz oluyor. Gerekli başvurularımızı yaptık, şirketimizi kurduk. Aslında çok uzun zamandır kendi projelerimiz ile arka planda hep uğraştık, evde hep üzerinde çalıştığımız projelerimiz oldu ancak tamamen kendi ayaklarımızın üzerinde durup duramayacağımıza bakma kararını tam bir yıl önce aldık ve denemeye başladık. Artık ayakta durabiliyoruz gibi geldiği noktada işimizi resmiyete döküp şirketimizi kurduk. Tabiki ayakta kalıp kalamayacağımızı yaşadıkça göreceğiz. 

Oluşumumuza He2 Apps adını verdik. He2 Apps nereden geliyor derseniz ( ki çok kişi sordu bunu :) ), He aslında Helyum gazından gelmekte. Helyum elementi özellikleri ile bizim iki kişilik Deniz ve Neslihan ekibimizi  çok iyi ifade eden bir yapıya sahip. Helyum elementi atom numarası iki ve iki elektron, iki proton ve iki nötrona sahip. Bu özelliklerinin yanında Helyum gazı yapısal olarak havadan hafif bir gaz olduğu için uçan balonların ve zeplinlerin uçması için kullanılan bir gaz yani Helyum sizi uçurur, keyif verir :) biz de yaptığımız işler(oyunlar) ile insanların hayatında keyifli zamanlar yarattığımızı düşünüyoruz. Bu anlamda oluşumumuzun ismi bizi her yönü ile ifade ediyor. :)

Bu dönüm noktasında aklımızdaki bir çok proje ile yola devam.  :)(:

22 Haziran 2012

Okey 101 Online

Yeni oyunumuz Okey 101 Online bugün App Store'da yayınlandı. Bu projemiz ile iphone/ipad/ipod ortamlarında 101 severler için güzel bir oyun ortamı sunmaya çalıştık. Uygulamamızın grafikleri için Aydın Gürer ile çalıştık ve kendisi çok içimize sinen bir uygulama çıkartmamızı sağlayan bir iş çıkarttı. Bu vesile ile kendisine yeniden teşekkürlerimizi gönderiyoruz.

Bu oyunun oynanışını açıkçası yapma kararı aldıktan sonra öğrendik. :) Yaparken de oynarken de biz oldukça keyif aldık. Hatta Okey'e göre biraz daha zevkli bir oyun gibi geldi bize.

Oyunumuzda eldeki taşların kaç puan olduğunun otomatik olarak gösterilmesi, yere bir el açıldıktan sonra ıstakada kalan taşların işler olanlarının işaretlenmesi gibi özelliklerin olması oyunun oynanmasını oldukça kolaylaştırıyor. Bunun yanında oyun esnasında oyundaki kişiler ile sohbet edilebilmesi ve lobi ortamında sunulan oyuncu listesinden seçimi yapılan kişiler ile oyun oynanabilmesi gibi özellikler de mevcut.

101 severlere iyi oyunlar. :)(:

01 Şubat 2012

Chat Kapı Yayında


Yeni iphone uygulamamız Chat Kapı bugün yayınlandı. Bu projemiz bir deneme projesi aslında, yurt dışında gördüğümüz bir formatı ios cihazlar üzerinde denemek istedik ve bu projeyi çıkardık. Uygulamamızın grafiklerini eski bir arkadaşımız Aydın Gürer yaptı. Kendisi her zaman birlikte işler yapmaya heveslenip bir türlü ortak bir çalışma alanı bulamadığımız bir arkadaşımızdı, bu proje bizim için bir başlangıç noktası oldu.


20 Ocak 2012

Arkadaş Okey

Son iOS(iphone,ipod,ipad) oyunumuz Arkadaş Okey bir ayı geçgin bir süredir piyasada. Bu uygulamamız açıkçası yüzümüzü güldürdü, bu konuda yapmayı düşündüğümüz projeler konusunda cesaretimizi de artırdı.


Bu oyunumuzun diğer uygulamalarımızdan farkı online bir oyun olması. Bunun yanında Android ve iOS ortamlarından katılan oyunculara ortak bir oyun ortamı sunması. Oyun içinde sohbet etme, seçtiğin kişi ile oynayabilme gibi özellikler de bulunuyor.


Açıldığı günden beri online oyuncu sayısı sürekli artıyor. Aynı anda oynayan kişi sayısı 1000 seviyelerine ulaştı. Bugüne kadar da oyunumuza 3 güncelleme çıkarttık, sonuncusu bugün çıktı. Yani projemizin arkasındayız ve geliştirmeye devam edeceğiz. :)

01 Kasım 2011

Eğitim Şart

Şirket bünyesinde aldığımız bir ürün hakkında eğitim almak için iş arkadaşlarımdan biri ile birlikte Alabama Huntsville'e gittik. Aldığımız eğitim simülasyon sektörüne yönelik sensör simülasyonları yapan bir yazılım aracı ile ilgiliydi. Oldukça yararlı geçen bu eğitim esnasında birkaç gün gezecek zaman da bulunca blogumuza yazacak birşeyler çıktı ortaya.

Gezilecek mekanlar arasında ilk sırayı alan yer NASA Space Camp idi. İçinde uzaya çıkma konusunda Amerika'da yapılan çalışmaların sergilendiği bu müzeyi gezmek oldukça zevkliydi. Oraya gidince öğrendiğim önemli bilgilerden biri Amerika uzaya çıkma sevdasını gerçekleştirmek için aslında ikinci dünya savaşında Alman bilim adamlarını toplayıp buraya getirmiş ve bu bilim adamları için bir yaşam ortamı kurmuş. Bu bilim adamlarının en başında Von Braun isimli kişi yer alıyor. Müzede bu bilim adamlarının yaşam ortamları ile ilgilide bir çok materyal vardı. Tüm bunlardan dolayı bu bölgede Almanların etkisi restaurantlar ve alışveriş mekanları gibi yerlerde oldukça hissediliyor. 

Gezi, alışveriş ve dinlenme için bize en çok tavsiye edilen yer Bridge Street Town Centre'dı. Gündüz gözü ile görememiş olsak da gecesi de çok güzeldi bence. Tabiki alışveriş bana en çok teknoloji ürünlerinde çekici geldiği için benim mekanım Apple Store oldu. :)

Bir gün gezerken öylesine görüp gezmek için uğradığımız Big Spring Park ise oldukça güzeldi. Gölün içinde gördüğümüz kocaman büyük balıklar çok şaşırtıcıydı. Hiç o kadar balığı bir arada görmemiştim. :)

Bunların dışında Huntsville tipik bir Amerika şehri, kocaman yollar,  kocaman evler, kocaman yemekler herşey kocaman.:)

25 Ekim 2011

Gaziantep Gezisi

Geçen haftalarda çok sevdiğimiz canımız arkadaşımız Burcu'nun düğünü vardı Gaziantep'te, biz de 15 kişilik çok sevdiğimiz arkadaşlarımızın olduğu bir grup olarak toplanıp gittik hep beraber. Düğün bahanesi ile gittik ama daha çok bizim için ufak bir haftasonu turuna çevirdik bu olayı. Herkes araştırmalar yaptı, nerelere gidilir, ne yenir, herşeyi öğrendik. Gittiğimizde planlar belliydi.

Cuma akşamından uçağa atladık ve Gaziantep'e indik. Bu kadar kişinin ayrı ayrı ulaşımı zor olacağından bir de minibüs ayarlamış arkadaşlar böylelikle tam tur kıvamına gelmiş olduk. Gaziante'e indiğimizde turumuzun ilk aktivitesi olan çorbacıya attık kendimizi. İçtiğimiz çorbanın adı Beyranmış ve yörenin ünlü bir çorbasıymış. Tabiki bazılarımıza çok garip geldi, bazılarımız çok sevdi. Benim düşüncem ise yeterince limon eklenirse gayet güzel ama biraz ağır bir çorba. Çorbanın yanında küşneme isimli birşey geldi ama ben çok yemekçi bir insan olmadığımdan pek ilgimi çekti diyemem. İşin ilginç tarafı biz oraya gittiğimizde saat gece biri geçmişti ama mekan gayet doluydu.
Ertesi güne güzel bir kahvaltı ile başladık. Kahvaltı için gittiğimiz yerin ismi Ayyuş Hanım Konağıydı. Gaziantep'e gidecekler için kahvaltı mekanı olarak kesinlikle tavsiye ederim. Biz öyle sevdik ki ertesi gün kahvaltımızı da burada yaptık. Kahvaltıdan önce ise mekanın hemen yanında bulunan büyük parkda dolaştık. Park içinde büyük ağaçların, güzel yürüyüş yollarının olduğu çok güzel düzenlenmiş bir parkdı. Kahvaltıya gelince çeşitler çok güzeldi birçok değişik çeşit vardı ancak en çok aklımda kalanlar Zahter isimli içinde birçok baharatın bulunduğu bir yiyecek ve katmerdi. Tabiki sabah kahvaltıda görmeye alışık olmadığımız birşeydi katmer ama ben çok beğendim eee ne de olsa tatlı. :)

Kahvaltının ardından şehirde kısa bir tura çıktık. Özellikle Bakırcılar Çarşısı'nı ben çok beğendim. Gidenlere şiddetle tavsiye ederim. Çok güzel bakır ürünler satılıyor ve dolaşması çok keyifli. Burada yaptığımız dolaşmamızın ardından yöreye özel doğal ürünler almak için bir mekana gittik. Tabiki biz şehir çocukları için çok güzel ürünler vardı. Zaten çoğumuz yüklü bir alışveriş yaparak çıktık oradan.

Alışverişden sonra ise buraya kadar gelmişken tabiki kebap yemeden olmaz diyerek daha acıkmamış olduğumuz halde tavsiye edilen güzel bir kebapçıya gittik. Gittiğimiz mekanda herşeyden tatmamız için azar azar posyionlar getirip denememizi sağladılar. Orada yediklerim arasında en çok simit kebabını sevdim. Genel olarak çok güzel etler geldi ancak genelde kebaplarda kuzu eti kullanılıyor diye anladım, tabiki kuzu etini yiyemeyenler için zor tabi. Ben aradayım kokusu çok gelmezse yiyebiliyorum. Tabiki kebapların dışında da çok güzel yöresel yemekler de var.

Gezip tozmak güzeldi ancak gitmemiz gereken bir de düğün organizayonu olduğundan bayanların kuaföre ayrılması gerekti. Bu arada beyler gezmeye devam etmişler ve kaleye gitmişler. Ben de oraların fotoğraflarını Deniz'in çektiklerinden gördüm.

Düğün dernek güzel bir gece geçridik çok eğlendik ve ertesi günümüzü de bir önceki günün yorgunluğu dolayısı ile arkadaşlara çok uyamasak da bazı gezilerine iştirak ederek geçirdik. Aklımda açık hava bir kahvehanede içtiğimiz benim çok hoşuma giden Menengiç kahvesi ile herkesin çok tavsiye ettiği hayvanat bahçesi kaldı. Hayvanat bahçesi geniş bir alana kurulmuş gezmesi çok keyifli bakımlı ve çok güzel bir yerdi. Akşam yemeğimizi  ise Bayazhan'da yedik. Han içerisinde çok güzel mekanlar vardı.

Bizim için dolu dolu geçen bir haftasonu gezisiydi ve Gaziantep  gitmeyenlere kesinlikle tavsiye edebileceğim keyifli bir yerdi.
 

11 Ağustos 2011

2 Resim 5 Fark Yolda

Uzun bir zamandır üzerinde çalıştığımız iOS uygulamamızı sonunda App Store'a review için gönderdik. Aslnda bu proje bizim çıkarmayı planladığımız ilk proje iken düşündüğümüzden daha fazla vaktimizi aldı ve ancak 3.  iOS projemiz olabilidi. 


Oyunumuz iki resim arasında fark bulma oyunu. İçerisinde iki oyun tipi bulunmakta klasik oyun ve zamana karşı olarak. İlki resimleri arasındaki 5 farkı 60 saniye içinde bulmaya çalıştığınız diğeri ise 100 saniye içinde  2 farkı bularak maksimum resmi görmeye çalıştığınız bir oyun.

Şimdi oyunumuzun çıkışını dört gözle bekliyoruz. :)

27 Temmuz 2011

Eski Foça - Efes Gezisi

Bu seneki tatilimizi Eski Foça'da geçirdik çok da keyif aldık. Taş evleri, güzel denizi ve sıcak insanları ile Foça bu senenin tüm yorgunluğunu atmamızda çok yardımcı oldu. 

 Birkaç hafta önce Eski Foça'ya gidip çok memnun kalmış olan arkadaşlarımızın tavsiyesi üzerine gittik Foça'ya ve yine onların tavsiyesi ile İyon Pansiyon'da kalmaya başladık ancak şansımıza sadece 3 gece orada kalabildik çünkü sonraki günler hep doluydu. İyon Pansiyon'un sahipleri çok sevimli insanlar ve size kendinizi evinizde gibi hissettiriyorlar. Pansiyon çok zevkli döşenmiş bir eski taş evin odalarından oluşuyor. Kahvaltınızı yaparken ileride masmavi denizi görmek ise çok keyifli.
İyon'dan sonra kalmak için ise Athena Otel'in bir taş evi vardı orayı tercih ettik. Çok zevkli döşenmiş güzel bir ev yapmışlar. Bir otel odasında kalmaktan çok daha rahat oldu bizim için.
Foça etrafında tekne gezileri ile gidilebilecek adalar mevcut. Biz tekne gezimiz için Maymi Tur'u seçtik ve çok da güzel oldu.  Tabiki diğer tekne turları gibi aynı yerlere gidiyorlar ancak bizim gibi popüler yaz şarkılarının yüksek sesle çalındığı turlardan çok haz almayan kişiler için çok ideal bir ortam sunuyorlar. Yemekleri de çok güzel. Bu vesile ile kendilerine burdan teşekkürlerimizi iletelim.
Eski Foça içinden denize girilebiyorsunuz ancak farklı ortamlar görmek isteyenler için Eski Foça'dan Yeni Foça'ya giden yolda da birçok güzel koy bulunmakta. Biz bunların içinde en çok Çanak Koyu'nu beğendik.  Çanak Koyu yapısı dolayısı ile rüzgarı engelleyen doğal bir sete sahip ve buradan denize girmek oldukça keyifli. 
Bunun yanında Eski Foça'ya daha yakın dolmuşlarla da gidilebilen Hanedan Beach isimli bir tesis de var. Birkaç günümüzü de orada geçirdik, oranın da denizi Foça'nın diğer yerlerinde olduğu gibi çok güzel.

Eski Foça'nın güzel insanları demişken bahsini etmeden geçemeyeceğimiz bir isim var, Palmiye Cafe'nin işletmecisi Faik Bey. Her müşteriye misafiri gibi davranmaya dikkat eden ve tabiki herkese yetişmeye çalıştığı için biraz telaşlı ama konuksever yapısı ile insana kendini iyi hissetirmeyi başaran bir kişi. Foça'da bulunduğumuz süre içerisinde  birkaç kahvaltımızı burada yaptık ve çok keyif aldık. 

 Bunun yanında enfes yemekleri ile Çarşı Lokantası Foça'ya gidip kaçırılmaması gereken duraklardan biri. Ben sanırım orda yediğim zeytinyağlılar  gibisini başka bir yerde yemedim. Bunun yanında daha birçok çeşit yemekleri de var ve hepsi birbirinden güzel. Birçok öğle ve akşam yemeğimiz onlar sayesinde ziyafet oldu açıkçası. 
İzmir'e kadar gitmişken son günümüzü de Efes'i görmek için ayırdık.
İlk kuruluşu MÖ 6000 yıllarına dayanan bu antik şehirde tarihin içinde dolaşmak güzel bir tecrübeydi. Şimdiye kadar niye gitmemiş olduğumuzu düşündüm açıkçası. 

Efes Antik Şehri'nin ardından gezimizin son durağı Meryem Ana Evi  oldu. Hz. İsa'nın yakalanıp çarmıha gerilişinden kısa bir süre önce, Hz. İsa annesini St. Jean'a teslim etmiş. St. Jean Hz. İsa'nın çarmıha gerilişinden sonra Hz. Meryem'in Kudüs'te kalmasını sakıncalı bulduğundan onu yanına alarak kaçırmış ve buraya getirmiş. Bu yerde bir de bir dilek duvarı vardı. Herkesin dileklerini yazıp astığı bu duvardaki yazılar ilginçti. 

Bir sene daha tatilimizi yeni ve çok keyifli keşifler ile kapatmış bulunmaktayız ancak en kısa zamanda Foça'ya yeniden gideceğimize eminim.

19 Temmuz 2011

Sihirli Şapka

He2 Apps olarak geliştirdiğimiz ikinci iOS uygulamamız Sihirli Şapka oyunumuz App Store'da yayınlanmaya 7 Temmuz'da başlandı. Uygulamamız bir hafıza oyunu. Oyun içinde şapkadan çıkan tavşanların sırası ile çıktıkları şapkaların akılda tutulup, aynı sıra ile tavşanın şapkadan çıkartılması üzerine kurulu eğlenceli ve dikkat geliştiren bir oyun. Bu oyunda ayrıca Game Center özelliği kullanılarak en fazla puan alan oyuncuların listelenmesi de gerçekleştirilmiştir.

Sihirli Şapka yayınlandığı günden itibaren 12 gün geçti ve şimdilik oyunumuz 15.000'i aşkın kullanıcıya ulaştı. Komik Replikler gibi Top Free listesinde 1 numara olamadıysa da 3 numaraya kadar yükseldi. Bu durum hemen kapıda bekleyen diğer uygulamalarımız için bize enerji veriyor. Bakalım göreceğiz. :)