14 Ağustos 2009

Devremülk Kandırmacası

Bu yazımızda sizlerle tatilimizde yaşadığımız bir olayı paylaşmak istiyoruz. Gümüşlük'e ilk gittiğimiz gün Tavşan Adasına gittiğimizde bizi orada bazı kağıt dağıtan kişiler karşıladı. Bize yeni açılan Akyarlar'daki otellerinin tanıtımını yaptıklarını söylediler. Ellerinde bir broşür bulunan bu kişiler bize o gün için tesislerinde 50 aileye özel bir eğlence olduğundan bahsettiler. Biz de kibarca dinleyip teşekkür ettik ancak ısrarcı arkadaş şansını baya bir zorlayarak bizim de ismimizi eklemek için oldukça çaba gösterdi. Açık büfe servis olacağını, gün boyu otelin havuzunu ve plajını kullanabileceğimizi ve bize ufak bir tanıtım yapılacağını söyleyerek bizi ikna etti. Biz de gidip Akyarlar'ı görmüş oluruz hem de sonraki tatillerimizde tercih edebileceğimiz bir yer olabilir mi diye keşif yapmak maksadı ile daveti kabul edip gittik. Ancak bizi orada bu saydıklarının hiçbiri değil üzerinde oldukça çalışılmış olduğu çok belli olan bir pazarlama ekibi karşıladı. Bizim neler olduğunu anlamamız pek kolay olmadı. Yarı inşaat yarı otel bir yere girdiğimizde bizi öncelikle bir odaya alıp bize, profile uygun olup olmadığımız ile ilgili temel soruların olduğu (iş, maaş, yaş, vb.) bşr anket uyguladılar. Sonrasında ise büyük bir salonda birçok masanın başında toplanmış insanlar, gürültülü bir ortam, birilerinin hareretli bir şekilde birşeyler anlattığı elinize girince tang tutuşturulan (açık büfe bağlamında) ve ikinci dakikadan sizinle resmiyeti bırakan bir pazarlamacı ile masaya oturtulduğunuz, dakikasında da geldiğinize pişman olduğunuz garip bir ortama girmiş bulunduk.

Biz en başta durumları anlayamadığımız için karşımızdaki kişinin görevini yaptığı düşüncesi ile kibar kibar konuşup sorularını tüm içtenliğimizle cevaplıyorduk. Tabi biz başımıza geleceklerden habersiz şekilde, bu kısımları biran önce geçip denize havuza gitme telaşı içindeydik. Bu arada pazarlamacının satış yapmasının yani başarılı olmasının yurt dışında alacağı dil eğitimine etkili olduğu ile ilgili hikayeyi de (artık pazarlama tekniklerinde hangisiyse) dinledik. Bize ilk olarak bir devremülk satışı yapmaya çalıştıklarını anladığımda hemen müdahele edip bizim bir yere bağlı tatil yapmayacağımızı hemen dile getirdim ancak işkence bitmedi bize bu alacağımız hizmetin sadece bir devremülk olmadığını bununla birlikte RCI isimli tüm dünyada geçerli bir sistemin de artık üyesi olacağımızı ve bu sistemde sadece senede 135€ vererek istediğimiz herhangibir RCI otelinde kalabileceğimizi söylediler. Tüm bunların anlatıldığı sırada da birileri çıkıp eline bir çan alıp satış yaptığını bağıra çağıra ilan ederken ve herkes alkışlarken kesinlikle Deniz ile başbaşa kalıp konuşmamıza izin verilmediğini hatta ben daraldım kalkmak istiyorum dediğimdeki abuk subuk tepkilerin hepsinin agresif pazarlama tekniklerinin bir parçası olduğunu sonradan anlayabilidik.

Tüm tanıtım süresince (2 saat) aklımıza o an gelebilen sorduğumuz her soru için mantıklı bir yanıtları önceden hazırdı.Her durum için bir senaryoları çok açık bir şekilde planlanmıştı ve sonuç olarak eğer size mantıklı geliyorsa imzalamamann bir enayilik olduğunu belirten tüm piskolojik baskılar da uygulanıyordu. Teklif ettikleri 99 yıllık bu sisteme dahil olmanın bizim için biçtikleri bedeli 6950€ idi ve her sene verilecek 120€luk bakım aidatı bulunmakta ama niyeyse bu çok güvendikleri sistemin fiyatı o gün için öyleymiş ve yarın geldiğimizde sisteme bu fiyatlar ile asla giremezmişiz. Her sene tatil yapan ve farklı bir çok yeri görmek isteyen bizim gibiler için çok mantıklı görünse de içimize sinmeyen kısımlar vardı. Sonuç olarak bu içimize hiç sinmeyen ama niyese hayır diyemediğimiz sistemi kabul ettik. Kabul ettitrilme kısmı da çok ilginç bize yüklü bir peşinat ödememizi söylediler biz de ev aldığımız için peşinatı verecek durumda olmadığımızı söyledik ve benim o an biraz olsun içim rahatladı neyse artık gidiyoruz diyemeden pazarlama teknikleri gereği bizden bir ödeme planı vermemiz konusunda ısrar ettiler. Ben de onların tekliflerine göre çok abuk bir plan verdim. Peşinatın 100€ olduğu felan ve adamlar gidip güya merkezle konuşup kabul ettirdiler. Tabi orada olay, sattıkları ürüne bizim teklif verdiğimiz ve onların da kabul etmiş gibi göründüğü için yine piskolojik bir şekilde almamız gerketiği imajını üzerimizde yeniden oluşturdular. Artık bunu da kabul etmessek çok ayıp.

Sonunda önümüze avukat diye Ceren isimli biri getirildi. Bize hızlı hızlı sözleşmenin üzerinden şöyle bir geçti ve en kısa sürede imzaları attırıldı. Tüm bunların sonunda bize pazarlamayı yapan kişi "size kapıya kadar eşlik edeyim" dediğinde "ne için geldik? ne oldu?" dedik aslında. Ama iş işten geçmişti.

Tüm akşam okuduğumuz sözleşmede birçok açık maddenin olduğunu, bize orada söyledikleri düzenli ödemelerin (aidatlar, transfer ücretleri,vb.) neredeyse hiçbirinin miktarının sözleşmede yer almadığını ve ertesi gün yaptığımız araştırmalarımız sonucunda bu sistemin hiç de öyle anlatıldığı gibi rahatça istediğin yerde istediğin zaman tatil yapmanı sağlamadığı, hatta gittiğimiz otelin RCI otelleri arasında bile yer almadığını acı bir şekilde öğrendik. Neyseki arkadaşlar bu süper kumpasda devlet bizim gibi insanları korumak adına 10 gün içinde cayma hakkınızın olduğu bir kanun çıkarmış.Biz hemen ertesi gün gidip Bodrum'da bir noter bulup ihtar çektik. Şöyle söyleyim noterde matbu bir cayma yazısı bile vardı(siz düşünün kaç kişinin başına gelmiş aynı durum :) ). İhtar çekildikten sonraki süreçte açıkçası hiç kolay olmadı. Biz neyseki ihtarı APS ile göndermiştik ama teyit için ilginçtir verilen numaralarda birini bulabilmek neredeyse imkansızdı. Hele bir de bize kendini avukat diye tanıtan bayanı aradığımızda "Bizimle anlaşmaya gitmek yerine noterden ihtar çekmişsiniz, bu durumda şirket avukatımızla görüşmeniz gerekecek." demesi oldukça enteresandı.

Neyseki sonunda bizim yoğun bastırmalarımız sonucunda bize bir fesh yazısı gönderildi ve elimize de senetlerimiz son gün ulaştı. Ulaşmasaydı mecbur avukatımız devreye girecek ve kazanacağımızın kesin olduğu bir dava açacaktık ancak olayın oraya kadar gitmemesine daha fazla uğraşmamak adına açıkçası sevindik.

Sizin başınıza böyle birşey geldiyse ve caymaya karar verdiyseniz kesinlikle gidip bunu oradaki kişilere iletmeyin. Bu durumda o üzerinde çok çalışılmış ekibin kişileri "vazgeçemessiniz" gibi yanlış bilgilendirmelerde bulunduğunu okuduğumuz yerler de oldu.

Şunu da ekleyeyim bu tanıtıma çağırma için bizi yoldan geçen biri çevirdi sonuçta ancak bunun birçok değişik şeklinin de uygulandığını çevremizle paylaşınca başka kişilerden öğrendik. Mesela bi aralar Ankara'da Armada alışveriş merkezi girişinde insanlara bilgilerinin doldurulduğu bir kağıt verip çekilişe katacaklarını söylüyorlarmış ve durumu iyi olanları bedava tatil kazandınız diyerek tanıtıma çağırıyorlarmış. Sonra anket yapacağım deyip yaklaşan anketörlerin doldurduğu bilgilere göre sizi geri arayan bir pazarlama şekli de varmış. İnternetten de aratınca bu konu ile ilgili birçok can sıkıcı şeyler okuyabiliyorsunuız. Ayrıca bu RCI üyeliğini satan birçok farklı otel ile ilgili de şikayetler okudum. Yani bu işi yapan birçok otelde bulunmaktadır bilginize.

Umarım hiçbirinizin başına gelmez. Okuyun, öğrenin böyle şeyler olduğunu. Açıkçası biz bilmiyorduk bu kadar gelişmiş pazarlama yöntemleri ile hiç düşünmediğiniz zamanlarda size yalan dolan ile birşeyler satılabilidiğini.

GÜNCELLEME: Okuyucumuz aLisqo'nun bilgilendirici yazısı: Devremülk Satışı

11 Ağustos 2009

Bodrum-Gümüşlük


Bu tatilimizde kendimize keşfetmek için seçtiğimiz hedefimiz Gümüşlük'tü. Myndos isimli antik kentin kalıntılarını taşıyan bu ilçe tam anlamı ile insanın ruhunu dinlendirebileceği küçük ve güzel bir tatil yeri. Kalmak için yeni açılmış bir yer olan Otel Gümüşlük'ü seçtik ve çok memnun kaldık gideceklere gönül rahatlığı ile tavsiye edebileceğim bir yer.

Gümüşlük'e gittiğinizde karşınıza çıkan Tavşan adası ve adeta denizin üzerinde yürüyen insanların görüntüsü ilk gidenleri oldukça etkileyen bir görüntü aslında. (Tabiki ben gitmeden yoğun bir araştırma yaptığım için pek şaşırdım diyemeyeceğim :) ) Tavşan adasına geçtiğinizde yukarıdan rahatlıkla görülebilen denizin içindeki taşlar kral yolunun kalıntılarıymış. Bunun yanında adanın üzerinde de kazı çalışmaları yapılıyor. Gemilerin yanaşmaması için deniz altında bulunan kalıntıların etrafına dubalar yerleştirilmiş.

Gümüşlük bizce çok romantik bir yerdi. İnsanın belki de tatile gideceği çok az yerde bulabileceği dinlendirici bir havası olan bu mekanın böyle hissedilmesini sağlayan bir çok etken vardı. Sesli müzik olmaması, çevreye saygılı ve güleryüzlü bir halkının olması, harika gün batımları ve bu gün batımını izlerken çok az yerde bu zevki tadabileceğiniz deniz kıyısında kurulmuş olan yemek yerleri bulunmakta. Bir yandan her daim durgun denizi yandan izlerken bir yandan da yemeğinizi yemek sanırım heryerde karşılaşabileceğiniz türden bir şans olmasa gerek.

Tatilimiz süresince çok güzel deniz ürünleri yeme şansımız da oldu. Gümüşlük'teki işletmelerde kendi seçtiğiniz en taze balıkları yiyebilme şansınızın yanında ahtapot salatası, deniz börülcesi, köpeoğlu salatası gibi harika lezzetleri de tadabilme olanağınız oluyor.

Tabiki Bodrum Yarımadasına gitmişken Turgutreis, Akyarlar ve Bodrum'u da görmek için geziler düzenledik. Bodrum Kalesini gezmek çok keyifliydi.

Ancak Bodrum'un sıcak ve boğucu havasından sonra Gümüşlük'ün insanı hiç boğmayan havasına dönmek ve her daim dolu olan kahvesinde bir akşam çayı içmek bu mevsimde ilaç gibiydi.

Gümüşlük 1.dereceden sit alanı olan bir bölge ve umarım bu hiç değişmez. Zaten şu ana kadar bu sade güzelliğini koruyabilmesini de yalnızca buna borçlu. Bodrum ve çevresinde oluşmuş yapılaşmanın buraya kadar gelememesi umarım birilerinin gözüne batmaz da buralar hep böyle güzel ve özel kalır.