22 Haziran 2012

Okey 101 Online

Yeni oyunumuz Okey 101 Online bugün App Store'da yayınlandı. Bu projemiz ile iphone/ipad/ipod ortamlarında 101 severler için güzel bir oyun ortamı sunmaya çalıştık. Uygulamamızın grafikleri için Aydın Gürer ile çalıştık ve kendisi çok içimize sinen bir uygulama çıkartmamızı sağlayan bir iş çıkarttı. Bu vesile ile kendisine yeniden teşekkürlerimizi gönderiyoruz.

Bu oyunun oynanışını açıkçası yapma kararı aldıktan sonra öğrendik. :) Yaparken de oynarken de biz oldukça keyif aldık. Hatta Okey'e göre biraz daha zevkli bir oyun gibi geldi bize.

Oyunumuzda eldeki taşların kaç puan olduğunun otomatik olarak gösterilmesi, yere bir el açıldıktan sonra ıstakada kalan taşların işler olanlarının işaretlenmesi gibi özelliklerin olması oyunun oynanmasını oldukça kolaylaştırıyor. Bunun yanında oyun esnasında oyundaki kişiler ile sohbet edilebilmesi ve lobi ortamında sunulan oyuncu listesinden seçimi yapılan kişiler ile oyun oynanabilmesi gibi özellikler de mevcut.

101 severlere iyi oyunlar. :)(:

01 Şubat 2012

Chat Kapı Yayında


Yeni iphone uygulamamız Chat Kapı bugün yayınlandı. Bu projemiz bir deneme projesi aslında, yurt dışında gördüğümüz bir formatı ios cihazlar üzerinde denemek istedik ve bu projeyi çıkardık. Uygulamamızın grafiklerini eski bir arkadaşımız Aydın Gürer yaptı. Kendisi her zaman birlikte işler yapmaya heveslenip bir türlü ortak bir çalışma alanı bulamadığımız bir arkadaşımızdı, bu proje bizim için bir başlangıç noktası oldu.


20 Ocak 2012

Arkadaş Okey

Son iOS(iphone,ipod,ipad) oyunumuz Arkadaş Okey bir ayı geçgin bir süredir piyasada. Bu uygulamamız açıkçası yüzümüzü güldürdü, bu konuda yapmayı düşündüğümüz projeler konusunda cesaretimizi de artırdı.


Bu oyunumuzun diğer uygulamalarımızdan farkı online bir oyun olması. Bunun yanında Android ve iOS ortamlarından katılan oyunculara ortak bir oyun ortamı sunması. Oyun içinde sohbet etme, seçtiğin kişi ile oynayabilme gibi özellikler de bulunuyor.


Açıldığı günden beri online oyuncu sayısı sürekli artıyor. Aynı anda oynayan kişi sayısı 1000 seviyelerine ulaştı. Bugüne kadar da oyunumuza 3 güncelleme çıkarttık, sonuncusu bugün çıktı. Yani projemizin arkasındayız ve geliştirmeye devam edeceğiz. :)

01 Kasım 2011

Eğitim Şart

Şirket bünyesinde aldığımız bir ürün hakkında eğitim almak için iş arkadaşlarımdan biri ile birlikte Alabama Huntsville'e gittik. Aldığımız eğitim simülasyon sektörüne yönelik sensör simülasyonları yapan bir yazılım aracı ile ilgiliydi. Oldukça yararlı geçen bu eğitim esnasında birkaç gün gezecek zaman da bulunca blogumuza yazacak birşeyler çıktı ortaya.

Gezilecek mekanlar arasında ilk sırayı alan yer NASA Space Camp idi. İçinde uzaya çıkma konusunda Amerika'da yapılan çalışmaların sergilendiği bu müzeyi gezmek oldukça zevkliydi. Oraya gidince öğrendiğim önemli bilgilerden biri Amerika uzaya çıkma sevdasını gerçekleştirmek için aslında ikinci dünya savaşında Alman bilim adamlarını toplayıp buraya getirmiş ve bu bilim adamları için bir yaşam ortamı kurmuş. Bu bilim adamlarının en başında Von Braun isimli kişi yer alıyor. Müzede bu bilim adamlarının yaşam ortamları ile ilgilide bir çok materyal vardı. Tüm bunlardan dolayı bu bölgede Almanların etkisi restaurantlar ve alışveriş mekanları gibi yerlerde oldukça hissediliyor. 

Gezi, alışveriş ve dinlenme için bize en çok tavsiye edilen yer Bridge Street Town Centre'dı. Gündüz gözü ile görememiş olsak da gecesi de çok güzeldi bence. Tabiki alışveriş bana en çok teknoloji ürünlerinde çekici geldiği için benim mekanım Apple Store oldu. :)

Bir gün gezerken öylesine görüp gezmek için uğradığımız Big Spring Park ise oldukça güzeldi. Gölün içinde gördüğümüz kocaman büyük balıklar çok şaşırtıcıydı. Hiç o kadar balığı bir arada görmemiştim. :)

Bunların dışında Huntsville tipik bir Amerika şehri, kocaman yollar,  kocaman evler, kocaman yemekler herşey kocaman.:)

25 Ekim 2011

Gaziantep Gezisi

Geçen haftalarda çok sevdiğimiz canımız arkadaşımız Burcu'nun düğünü vardı Gaziantep'te, biz de 15 kişilik çok sevdiğimiz arkadaşlarımızın olduğu bir grup olarak toplanıp gittik hep beraber. Düğün bahanesi ile gittik ama daha çok bizim için ufak bir haftasonu turuna çevirdik bu olayı. Herkes araştırmalar yaptı, nerelere gidilir, ne yenir, herşeyi öğrendik. Gittiğimizde planlar belliydi.

Cuma akşamından uçağa atladık ve Gaziantep'e indik. Bu kadar kişinin ayrı ayrı ulaşımı zor olacağından bir de minibüs ayarlamış arkadaşlar böylelikle tam tur kıvamına gelmiş olduk. Gaziante'e indiğimizde turumuzun ilk aktivitesi olan çorbacıya attık kendimizi. İçtiğimiz çorbanın adı Beyranmış ve yörenin ünlü bir çorbasıymış. Tabiki bazılarımıza çok garip geldi, bazılarımız çok sevdi. Benim düşüncem ise yeterince limon eklenirse gayet güzel ama biraz ağır bir çorba. Çorbanın yanında küşneme isimli birşey geldi ama ben çok yemekçi bir insan olmadığımdan pek ilgimi çekti diyemem. İşin ilginç tarafı biz oraya gittiğimizde saat gece biri geçmişti ama mekan gayet doluydu.
Ertesi güne güzel bir kahvaltı ile başladık. Kahvaltı için gittiğimiz yerin ismi Ayyuş Hanım Konağıydı. Gaziantep'e gidecekler için kahvaltı mekanı olarak kesinlikle tavsiye ederim. Biz öyle sevdik ki ertesi gün kahvaltımızı da burada yaptık. Kahvaltıdan önce ise mekanın hemen yanında bulunan büyük parkda dolaştık. Park içinde büyük ağaçların, güzel yürüyüş yollarının olduğu çok güzel düzenlenmiş bir parkdı. Kahvaltıya gelince çeşitler çok güzeldi birçok değişik çeşit vardı ancak en çok aklımda kalanlar Zahter isimli içinde birçok baharatın bulunduğu bir yiyecek ve katmerdi. Tabiki sabah kahvaltıda görmeye alışık olmadığımız birşeydi katmer ama ben çok beğendim eee ne de olsa tatlı. :)

Kahvaltının ardından şehirde kısa bir tura çıktık. Özellikle Bakırcılar Çarşısı'nı ben çok beğendim. Gidenlere şiddetle tavsiye ederim. Çok güzel bakır ürünler satılıyor ve dolaşması çok keyifli. Burada yaptığımız dolaşmamızın ardından yöreye özel doğal ürünler almak için bir mekana gittik. Tabiki biz şehir çocukları için çok güzel ürünler vardı. Zaten çoğumuz yüklü bir alışveriş yaparak çıktık oradan.

Alışverişden sonra ise buraya kadar gelmişken tabiki kebap yemeden olmaz diyerek daha acıkmamış olduğumuz halde tavsiye edilen güzel bir kebapçıya gittik. Gittiğimiz mekanda herşeyden tatmamız için azar azar posyionlar getirip denememizi sağladılar. Orada yediklerim arasında en çok simit kebabını sevdim. Genel olarak çok güzel etler geldi ancak genelde kebaplarda kuzu eti kullanılıyor diye anladım, tabiki kuzu etini yiyemeyenler için zor tabi. Ben aradayım kokusu çok gelmezse yiyebiliyorum. Tabiki kebapların dışında da çok güzel yöresel yemekler de var.

Gezip tozmak güzeldi ancak gitmemiz gereken bir de düğün organizayonu olduğundan bayanların kuaföre ayrılması gerekti. Bu arada beyler gezmeye devam etmişler ve kaleye gitmişler. Ben de oraların fotoğraflarını Deniz'in çektiklerinden gördüm.

Düğün dernek güzel bir gece geçridik çok eğlendik ve ertesi günümüzü de bir önceki günün yorgunluğu dolayısı ile arkadaşlara çok uyamasak da bazı gezilerine iştirak ederek geçirdik. Aklımda açık hava bir kahvehanede içtiğimiz benim çok hoşuma giden Menengiç kahvesi ile herkesin çok tavsiye ettiği hayvanat bahçesi kaldı. Hayvanat bahçesi geniş bir alana kurulmuş gezmesi çok keyifli bakımlı ve çok güzel bir yerdi. Akşam yemeğimizi  ise Bayazhan'da yedik. Han içerisinde çok güzel mekanlar vardı.

Bizim için dolu dolu geçen bir haftasonu gezisiydi ve Gaziantep  gitmeyenlere kesinlikle tavsiye edebileceğim keyifli bir yerdi.
 

11 Ağustos 2011

2 Resim 5 Fark Yolda

Uzun bir zamandır üzerinde çalıştığımız iOS uygulamamızı sonunda App Store'a review için gönderdik. Aslnda bu proje bizim çıkarmayı planladığımız ilk proje iken düşündüğümüzden daha fazla vaktimizi aldı ve ancak 3.  iOS projemiz olabilidi. 


Oyunumuz iki resim arasında fark bulma oyunu. İçerisinde iki oyun tipi bulunmakta klasik oyun ve zamana karşı olarak. İlki resimleri arasındaki 5 farkı 60 saniye içinde bulmaya çalıştığınız diğeri ise 100 saniye içinde  2 farkı bularak maksimum resmi görmeye çalıştığınız bir oyun.

Şimdi oyunumuzun çıkışını dört gözle bekliyoruz. :)

27 Temmuz 2011

Eski Foça - Efes Gezisi

Bu seneki tatilimizi Eski Foça'da geçirdik çok da keyif aldık. Taş evleri, güzel denizi ve sıcak insanları ile Foça bu senenin tüm yorgunluğunu atmamızda çok yardımcı oldu. 

 Birkaç hafta önce Eski Foça'ya gidip çok memnun kalmış olan arkadaşlarımızın tavsiyesi üzerine gittik Foça'ya ve yine onların tavsiyesi ile İyon Pansiyon'da kalmaya başladık ancak şansımıza sadece 3 gece orada kalabildik çünkü sonraki günler hep doluydu. İyon Pansiyon'un sahipleri çok sevimli insanlar ve size kendinizi evinizde gibi hissettiriyorlar. Pansiyon çok zevkli döşenmiş bir eski taş evin odalarından oluşuyor. Kahvaltınızı yaparken ileride masmavi denizi görmek ise çok keyifli.
İyon'dan sonra kalmak için ise Athena Otel'in bir taş evi vardı orayı tercih ettik. Çok zevkli döşenmiş güzel bir ev yapmışlar. Bir otel odasında kalmaktan çok daha rahat oldu bizim için.
Foça etrafında tekne gezileri ile gidilebilecek adalar mevcut. Biz tekne gezimiz için Maymi Tur'u seçtik ve çok da güzel oldu.  Tabiki diğer tekne turları gibi aynı yerlere gidiyorlar ancak bizim gibi popüler yaz şarkılarının yüksek sesle çalındığı turlardan çok haz almayan kişiler için çok ideal bir ortam sunuyorlar. Yemekleri de çok güzel. Bu vesile ile kendilerine burdan teşekkürlerimizi iletelim.
Eski Foça içinden denize girilebiyorsunuz ancak farklı ortamlar görmek isteyenler için Eski Foça'dan Yeni Foça'ya giden yolda da birçok güzel koy bulunmakta. Biz bunların içinde en çok Çanak Koyu'nu beğendik.  Çanak Koyu yapısı dolayısı ile rüzgarı engelleyen doğal bir sete sahip ve buradan denize girmek oldukça keyifli. 
Bunun yanında Eski Foça'ya daha yakın dolmuşlarla da gidilebilen Hanedan Beach isimli bir tesis de var. Birkaç günümüzü de orada geçirdik, oranın da denizi Foça'nın diğer yerlerinde olduğu gibi çok güzel.

Eski Foça'nın güzel insanları demişken bahsini etmeden geçemeyeceğimiz bir isim var, Palmiye Cafe'nin işletmecisi Faik Bey. Her müşteriye misafiri gibi davranmaya dikkat eden ve tabiki herkese yetişmeye çalıştığı için biraz telaşlı ama konuksever yapısı ile insana kendini iyi hissetirmeyi başaran bir kişi. Foça'da bulunduğumuz süre içerisinde  birkaç kahvaltımızı burada yaptık ve çok keyif aldık. 

 Bunun yanında enfes yemekleri ile Çarşı Lokantası Foça'ya gidip kaçırılmaması gereken duraklardan biri. Ben sanırım orda yediğim zeytinyağlılar  gibisini başka bir yerde yemedim. Bunun yanında daha birçok çeşit yemekleri de var ve hepsi birbirinden güzel. Birçok öğle ve akşam yemeğimiz onlar sayesinde ziyafet oldu açıkçası. 
İzmir'e kadar gitmişken son günümüzü de Efes'i görmek için ayırdık.
İlk kuruluşu MÖ 6000 yıllarına dayanan bu antik şehirde tarihin içinde dolaşmak güzel bir tecrübeydi. Şimdiye kadar niye gitmemiş olduğumuzu düşündüm açıkçası. 

Efes Antik Şehri'nin ardından gezimizin son durağı Meryem Ana Evi  oldu. Hz. İsa'nın yakalanıp çarmıha gerilişinden kısa bir süre önce, Hz. İsa annesini St. Jean'a teslim etmiş. St. Jean Hz. İsa'nın çarmıha gerilişinden sonra Hz. Meryem'in Kudüs'te kalmasını sakıncalı bulduğundan onu yanına alarak kaçırmış ve buraya getirmiş. Bu yerde bir de bir dilek duvarı vardı. Herkesin dileklerini yazıp astığı bu duvardaki yazılar ilginçti. 

Bir sene daha tatilimizi yeni ve çok keyifli keşifler ile kapatmış bulunmaktayız ancak en kısa zamanda Foça'ya yeniden gideceğimize eminim.

19 Temmuz 2011

Sihirli Şapka

He2 Apps olarak geliştirdiğimiz ikinci iOS uygulamamız Sihirli Şapka oyunumuz App Store'da yayınlanmaya 7 Temmuz'da başlandı. Uygulamamız bir hafıza oyunu. Oyun içinde şapkadan çıkan tavşanların sırası ile çıktıkları şapkaların akılda tutulup, aynı sıra ile tavşanın şapkadan çıkartılması üzerine kurulu eğlenceli ve dikkat geliştiren bir oyun. Bu oyunda ayrıca Game Center özelliği kullanılarak en fazla puan alan oyuncuların listelenmesi de gerçekleştirilmiştir.

Sihirli Şapka yayınlandığı günden itibaren 12 gün geçti ve şimdilik oyunumuz 15.000'i aşkın kullanıcıya ulaştı. Komik Replikler gibi Top Free listesinde 1 numara olamadıysa da 3 numaraya kadar yükseldi. Bu durum hemen kapıda bekleyen diğer uygulamalarımız için bize enerji veriyor. Bakalım göreceğiz. :)

01 Haziran 2011

Komik Replikler

 Bu sabah itibari ile Komik Replikler uygulamamız Apple tarafından onaylandı ve yayınlanmaya başlandı. İlk ürünümüzü app store'da görebilmek bizim için mutluluk verici. He2 Apps iftiharla sunar... :)

26 Mayıs 2011

He2 Apps

Son zamanlarda ağırlıklı olarak çalışmalarımızı yönlendirdiğimiz iOS uygulamalarımızı bundan böyle He2 Apps çatısı altında toplamaya karar verdik. iOS uygulamalarını açmak gerekirse iPhone, iPod ve iPad platformlarında çalışmak üzere geliştirilen ürünler üzerinde çalışıyoruz. Bu çatı altında geliştirdiğimiz ürünlerin ilki "Komik Replikler" isimli çalışmamız oldu. Bu uygulamamızda Yeşilçam'ın unutulmaz filmlerinin en komik repliklerini derledik. Bizim açımızdan geliştirmesi eğlenceli bir çalışma oldu. Uygulamamızın değerlendirilmesi için 23 Mayıs'da AppStore'a gönderdik onaylanmasını bekliyoruz. Bunun ardından da arka planda üzerinde çalışmalarını sürdürdüğümüz ve kısa bir süre içinde bitirmeyi hedeflediğimiz bir oyun uygulaması ile yeniden karşınızda olacağız.

10 Mart 2011

Ankara'da Kar Neşesi

Bugünlerde Ankara son zamanlarının en karlı günlerini yaşıyor. İki gün aralıksız kar yağdı ve hayat trafik açısından felç oldu. Bizler işe gidip gelmekte herkes gibi sorun yaşıyoruz ancak durum o kadar da kötü değil bence. Arabayı işe bıraktık ve eve öğrencilik zamanlarımızdaki gibi toplu taşıma ile gidip geliyoruz. Tabiki bu durum uzun zamandır içinde olduğumuz ancak göremediğimiz güzelliklerin de farkına varmamızı sağlıyor.

Mesela dün sabah ODTÜ kapısından giriş yapıp işe kadar yürüdüm.Yolda çok az kişi vardı ve uzun zamandır bu kadar keyifli yürüş yapmadığımı farkettim, Hacettepe'de geçirdiğimiz o karlı güzel kış günlerini hatırladım. Rutine binmiş hayat döngümüze bir ara verip dünyaya bir bakış atmamızı sağladı bu kar.

Tüm bunların yanında dün öğrencilik günlerimizden kalma sevimli bir kavram olan kar tatili sayesinde eve erken döndük.Bunun kadar neşeli birşey olamaz.Kendimizi eski günlerdeki gibi eve attıktan sonra WOW oynadık sonra da bahçemize çıkıp kardan adamımızı yapıp burnuna havuç taktık. Hayata güzel kısa bir ara verdik, çektiklerimize rağmen ben halimden memnunum :)


18 Ağustos 2010

Bodrum Gündoğan

Bu seneki tatilimizde, keşfetmek için Bodrum yarımadasında bulunan Gündoğan isimli koyu seçtik.Gündoğan'ın eski ismi Farilya, Rumcada güneşin doğuşu anlamına geliyormuş. Gündoğan mavi bayraklı denizi olan çok güzel, sakin bir tatil mekanı.Bu tatilimiz sanırım geçirdiğimiz en dinlenmeli tatil oldu. Gündoğan'ın sakin denizi, insanı Ağustos sıcağında bile terletmeyen esintisi bizim buradan ayrılamamazı sağladı. Aslında yorucu bir senenin ardından iyi de oldu. Bol bol yüzmeli, çok çok kitap okumalı, uzun uzun konuşmalı ve bir o kadar da susmalı bir hafta geçirdik Gündoğanda.
Bir rezervasyon yaptırmadan gittiğimiz için ve otellerin düşündüğümüzden daha fazla dolu olmasından dolayı oda bulmak biraz sor olduysa da sonunda kalmak için Cennet Park Otelde karar kıldık. Gündoğan'da sahilde bulunan caminin hemen yanında yer alan, oldukça sıcak bir ortamı olan ve çok memnun kalarak ayrıldığımız bir oteldi. Otelin önünden hemen denize girebiliyor olmak oldukça rahat oldu. Bu açıdan yüzmek için çok daha fazla zamanımız oldu.Gündoğan'ın denizini çok beğendik. Çok temiz, dalgasız olması dolayısı ile rahatça uzaklara açılabildiğiniz ve sizinle birlikte yüzen bir sürü balığın olduğu çok güzel bir denizi var Gündoğan'ın. Hatta bir balık sürüsüne rastlayıp ilk başta oldukça koktuysam da sonra korkumu yenip onları seyre daldım.Bunların yanında Gündoğanda bolca sokak köpekleri göreceksiniz. Kimseye bulaşmadan sabahtan akşama yatıyorlar sahilde. Onlar ile yemeğimizi paylaştığımız çok akşam oldu.
Mekanlara gelince çok güzel balık lokantaları vardı fakat bunların öncesinde ev yemekleri yapan çok tatlı bir amcanın yeri vardı kaldığımız otelin hemen arka sokağında. Hatta yan dükkanda hediyelik eşya satışı da yapıyorlardı. Yemekler bana annemin hazırladığı muhteşem yaz sofralarını hatırlattı, bundan dolayı benim açımdan diğerlerinden ön sıraya geçti hemen. Bunun yanında mezelerini çok sevdiğimiz için iki akşam üstüste gittiğimiz bir restaurant daha vardı. Masaların bir kısmı iskeleye koymuşlar. Açıkçası o kısımda yemek yemek hemen yanınızda da denizin olması çok keyifli. Ama keşke bir de ismi hatırlayabilsem...:)

10 Mayıs 2010

Umaykut Online Tanıtım Filmi

Umaykut Online isimli oyunumuzun tanıtım filmini yayınladık. Güzel bir iş olduğunu düşünüyorum. Umarım izleyenler de benimle aynı fikirde olurlar :)

Umaykut Online Yeni Fragmanı from Umaykut Online on Vimeo.

28 Nisan 2010

23 Nisan Batı Karadeniz Tatili

Bu senenin ilk kaçamağını Batı Karadeniz'e doğru gerçekleştirdik. Üç günlük tatili elimizden geldiğince çok yeri gezip görerek geçirdik. Gitmeyi düşündüğümüz yerlere düzenlenen turları inceledik ve kendi rotamızı bu gezi planlarından yararlanarak oluşturduk.
Gezimize ilk gün Akçakoca'ya giderek başladık. Şansımıza tatil boyunca bol güneşli güzel bir hava bize eşlik etti. Akçakoca'ya vardıktan sonra Ceneviz Kalesi'ne doğru çıktık. Kalenin hemen yanındaki plajda oturup dinlendik. Hep aklımdaki dalgalı Karadeniz imajı o noktada silndi ve tatile çok güzel bir başlagıç yapmış olduk.Akçakoca'dan sonra Ereğli'ye doğru hareket ettik. Karadeniz kıyısından yaptığımız bu yolculukta yemyeşil ormanları görmek gerçekten bize çok iyi geldi. Ereğli'deki yapılacaklar listemizin başında Cehennem Ağzı Mağaraları'nı görmek vardı. Gittiğimiz yerde 3 ayrı mağara vardı.
  • Kilise Mağarası
  • Cehennem Ağzı(Koca Yusuf)Mağarası
  • Ayazma Mağarası
En çok ilgimizi çeken ve gördüğümüzde bizi en çok şaşırtan Cehennem Ağzı Mağarası'nı kısaca anlatmak gerekirse.Mitolojiye göre M.Ö. 1200’lerde Efsanevi Argonot Seferi sırasında buraya gelen Heracles Kral Eurystneus’un kendisine verdiği 12 Adet görevden en zor olanını bu mağarada gerçekleştirmiş. Heracles buraya girerek Hades’in ülkesine(Cehenneme)gitmiş Kral Eurystneus’un isteği üzerine Hades’in Cehennemi bekleyen 3 başlı Köpeği Kerberosu burada yeryüzüne çıkartmış. Tabiki mağara içinde ışık dolayısı ile çok güzel çekimler yapamadık ancak görülmeye değerdi.Mağara gezimizin ardından Ereğli'de balıklarımızı yedik ve kalacağımız yer olan Zonguldak'a doğru yola çıktık ve ilk günümüzü böylece tamamlamış olduk.Gezimizin ikinci gününde Zonguldak Gökgöl mağarası'nı görmeye gittik. 875 metrelik yürüyüş alanına sahip bu mağara ise benim bugüne kadar gördüğüm en büyük mağara idi. Mağara'daki sarkık ve dikikler muhteşemdi.
Gökgöl mağarasını gördükten sonra Bartın inkumu'na doğru harekete geçtik. İnkumu plajı gerçekten çok güzelmiş. Ankara'dan haftasonu kaçılabilecek yakın mekanlar listesine almak için çok uygun bir yer.
İnkumu durağımızın ardından Amasra'ya doğru yola çıktık. Amasra yolu üzerinde bulunan Kuşkayasi yol anıtında mola verip fotoğraf çektik. Amasra'nın bu tepeden görünüşü gerçekten çok güzel.
Amasra'ya vardığımızda herkesin çok övdüğü Amasra salatası ve balık ile yemeğimizi yedik ve çevreyi gezintiye daldık. Cekiciler çarşısı, Sormagir kapısı ve Kemere köprüsü'nü dolaştıktan sonra ikinci gecemizi de burada geçirdik.Tatilimizin son günündeki ilk durağımız Çakraz oldu. Burada biraz vakit geçirdikten sonra hemen yanında bulunan Bozköy plajına da uğrayıp Safranbolu'ya doğru yola çıktık.
Safranbolu'ya giden yolda dağ taş yemyeşil.
Gezimizin son durağı olan Safranbolu'yu da gezdikten ve Safranbolu'nun ünlü kuyu kebabını yedikten sonra yorucu ama bir o kadar da güzel turumuzun sonuna gelmiş olduk.